İngilizcede ED nasıl okunur ?

Sevgi

New member
İngilizce’de ED Nasıl Okunur? Tartışmalı Bir Dilbilgisel Konu Üzerine Düşünceler

Merhaba arkadaşlar,

Bugün dilin inceliklerine girmeyi ve İngilizce’nin karmaşık yapılarından birine odaklanmayı düşündüm: ED ekinin nasıl okunduğu. Hepimiz İngilizceyi farklı seviyelerde konuşuyoruz, ama bu küçük detay çoğu zaman dil öğrenicilerinin kafasını karıştırabiliyor. “-ed” eki bir fiilin geçmiş zamanını ya da sıfat şeklini gösteriyor, peki ya telaffuzu? Bazen /d/, bazen /t/, bazen de /ɪd/! Hangi durumda hangi telaffuzun kullanıldığını öğrenmek, hem İngilizce öğrenenler hem de ana dili İngilizce olanlar için oldukça önemli bir konu.

Bugün, bu -ed telaffuzunun nereye kadar doğru öğretildiğini ve öğrencilerin gerçekten ne kadar anlamadığını tartışmak istiyorum. Herkesin bu konuda farklı bir görüşü olabilir; ama gelin hep birlikte bu konuya daha derinlemesine bakalım.

Hadi, işin içine biraz daha cesurca girelim!

ED Ekinin Telaffuzunun Temelleri

İngilizce’de -ed eki, fiillerin geçmiş zaman formunu ve sıfatlarını oluşturur. Ancak bu ekin nasıl telaffuz edileceği, dilin karmaşık yapısının en kafa karıştırıcı noktalarından biridir. Bu -ed ekinin üç farklı telaffuzu vardır ve hangi telaffuzun kullanılacağı tamamen kelimenin sonundaki harfe bağlıdır. Bunlar:

* /d/ Eğer fiil, sesi boğuk bir ünsüzle bitiyorsa, -ed ekini **/d/** olarak telaffuz ederiz. Örnek: "played" (/pleɪd/), "loved" (/lʌvd/).

* /t/ Eğer fiil, sert bir ünsüzle bitiyorsa, -ed ekini **/t/** olarak telaffuz ederiz. Örnek: "watched" (/wɒtʃt/), "helped" (/hɛlpt/).

* /ɪd/ Eğer fiil, /t/ veya /d/ harfleriyle bitiyorsa, -ed eki **/ɪd/** olarak telaffuz edilir. Örnek: "needed" (/niːdɪd/), "wanted" (/wɒntɪd/).

Peki, basit bir kurala dayalı gibi görünen bu durum neden bu kadar karışık ve çelişkili? Gerçekten bu kadar karmaşık bir yapı, dil öğrenenler için ne kadar yardımcı olabilir? Hem öğrenciler, hem öğreticiler bu konuda bir çözüm bulabiliyor mu? İşte burada bazı sorunlar başlıyor.

Dil Öğrenenlerin Karşılaştığı Zorluklar ve Yanıltıcı Kılavuzlar

Her şeyden önce, bu kural, dil öğrenicilerinin çoğuna doğru şekilde öğretilmiyor. Elbette ki, dil öğrenenlerin başlangıçta bu kuralı ezberlemesi oldukça önemli, ancak yeterli pratik yapılmadığı sürece bu kuralın ne kadar doğru ve kullanışlı olduğu tartışılabilir. İnsanlar gramer kitaplarında, videolarda ya da internet üzerinde gördüklerinde, genellikle sadece kuralı duyarlar, fakat bunun günlük dilde nasıl çalıştığını kavrayabilmek tamamen farklı bir iş.

Özellikle başlangıç seviyesindeki öğrenciler için bu tür detaylar, yanlış telaffuzlara yol açabiliyor. Mesela, "walked" kelimesi, bazen /wɔːkt/ olarak telaffuz edilirken, bazen de /wɔːkd/ şeklinde yanlış telaffuz edilebiliyor. Bu gibi yanlış telaffuzlar, öğrencilerin kendilerini güvensiz hissetmelerine neden olabilir ve hatalı bir şekilde dil öğrenmeye devam etmelerine yol açabilir. İngilizce öğretmenlerinin çoğu, doğru telaffuz için sadece "kuralları ezberleyin" demek yerine, öğrencilere bu telaffuzları doğal bir şekilde içselleştirmeyi öğretmelidir.

Ancak bu kuralın yanlış öğrenilmesi sadece dil öğrenicileri için değil, aynı zamanda ana dili İngilizce olanlar için de bazen sıkıntı yaratabilir. Bu konu, dilin kendisine dair daha derin bir eleştiri yapılmasını gerektiriyor: İngilizce'nin telaffuzunun ve dil yapısının öğrenilmesi, birçok açıdan "tamamlanmış" bir şey değil; bunun yerine sürekli olarak doğru ve yanlışın sınırlarında geziniyor.

Sosyal ve Kültürel Perspektifler: Kadınların ve Erkeklerin Farklı Yaklaşımları

Bildiğiniz gibi, dil öğrenme deneyimi genellikle kişisel ve duygusal bir süreçtir. Kadınlar, dil öğrenme sürecinde daha empatik ve sosyal bir bakış açısına sahip olabilirler. Yani, dil öğrenirken yanlış telaffuz edilen kelimeler, sosyal etkileşimleri ve kendilerini ifade etme şekillerini etkileyebilir. Özellikle ana dil olarak İngilizce konuşan kadınlar, -ed ekinin doğru telaffuzunun, onların günlük yaşamda daha rahat iletişim kurmalarına nasıl yardımcı olabileceğini takdir ederler.

Öte yandan, erkekler genellikle dil öğrenme sürecine daha stratejik ve problem çözme odaklı bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Bu bakış açısı, onları, telaffuzun mantıklı ve analiz edilebilir yönlerini keşfetmeye iter. "Bir fiilin hangi harflerle bitmesi gerektiğine bakarak doğru telaffuzu tahmin edebilirim" şeklinde bir mantık geliştirebilirler. Ancak, dilin zenginlikleri ve çeşitli telaffuzları, bazen analitik düşünmeyi zorlaştırır. Dilin insana özgü olan yönü, erkeklerin gözünden kaçabilir ve onlar, daha mekanik bir şekilde dildeki kalıpları öğrenmeye meyillidirler.

Provokatif Soru: Dilin “Kurallarını” Ne Kadar Takip Etmeli?

Peki, gerçekten her zaman kurallara mı uymalıyız? Bu kadar karmaşık bir sistemin içine sıkışmak yerine, dilin doğal akışına bırakılmasına mı izin vermeliyiz? Bu kadar kurallarla dolu bir dil yapısının, dil öğrenenlere gerçekten fayda sağladığını düşünüyor musunuz?

Hadi forumdaşlar, bu soruyu tartışmaya açıyorum: ED ekinin telaffuzunun öğretiminde ne kadar doğru bir yöntem izleniyor? Sizce, daha esnek ve pratik bir dil öğrenme yöntemi mi daha faydalıdır, yoksa sıkı kurallar mı? Hangi yaklaşım daha etkili olur?

Yorumlarınızı ve görüşlerinizi merakla bekliyorum!