Parmaktaki tendonlar koparsa ne olur ?

Sevgi

New member
Bir Hikâyeyle Başlayayım Forumdaşlar…

Selam dostlar…

Bugün sizlerle öyle bir hikâye paylaşmak istiyorum ki, hem can yakacak hem de umuda dokunacak. Başlık biraz tıbbi gibi görünüyor belki — “Parmaktaki tendonlar koparsa ne olur?” — ama aslında bu, sadece bir beden hikâyesi değil. Bu, bir irade, sabır ve yeniden doğuş hikâyesi.

---

Bir Gün Her Şey Bir Sesle Değişir

Ahmet, kırk yaşına yaklaşmış, el emeğiyle geçinen bir marangozdu. Hayatı boyunca elleriyle konuşmuş, sessizliğini tahtaya, demire, cama işlemişti. Her çizik, her nasır, bir hikâyeydi onun için.

Bir gün, dükkânda aceleyle bir iş yetiştirirken, hızla kayan bıçağın sesi o tanıdık huzuru böldü.

Bir anlık dikkatsizlik...

Sonra o korkunç his: parmağında bir sıcaklık, ardından uyuşuk bir boşluk.

Kanı durdurdu, parmağını sardı ama tuhaf olan şuydu: Parmağı hareket etmiyordu. İradesi vardı, ama tendon yoktu.

---

Erkeklerin Stratejisi: “Çözüm Bulmak Zorundayım”

Ahmet’in ilk tepkisi duygusal değil, stratejikti.

“Tamam,” dedi kendi kendine. “Bu bir sorun. Sorun varsa çözüm de vardır.”

Hastanede doktor, yüzünde ciddi bir ifadeyle açıkladı:

> “Tendon tamamen kopmuş. Mikrocerrahiyle dikmemiz gerekecek. Ama sonrasında uzun bir rehabilitasyon dönemi var.”

Ahmet başını salladı, sanki teknik bir rapor alıyormuş gibi. Ama içeride bir şeyler kırılmıştı. Ellerinin güvenine duyduğu inanç, o an ilk kez sarsıldı.

Erkeklerin çoğunun yaptığı gibi, o da duygusunu bastırdı. Eve döndüğünde eşi Elif’e sadece şunu dedi:

> “Bir süre iş yapamayacağım.”

Ama Elif onun gözlerinde okudu: korku, inanç kaybı, çaresizlik.

---

Kadınların Empatisi: “Bir Elin Hikâyesi, İki Kalbin Mücadelesidir”

Elif hemen araştırmalara başladı. Doktorların söylediklerini not aldı, fizyoterapistlerle konuştu, tendon kopması sonrası iyileşme sürecini anlatan makaleler okudu. Ama onu asıl motive eden şey bilim değil, sevgiydi.

Bir gece Ahmet’e dönüp dedi ki:

> “Senin elin sadece iş yapmak için değil, sevgi göstermek için de var. Ben senin elini çalışmasa da tutarım.”

O cümle Ahmet’in içinde bir şeyleri değiştirdi. Çünkü bazen bir yara, ancak sevgiyle kabuk bağlar.

---

Tendonun Anatomisi Değil, Umudun Anatomisi

Fizyoterapi günleri geldiğinde Ahmet sabahın erken saatinde kalkıyor, parmak egzersizlerine başlıyordu. O minik hareketler, sanki dünyanın en büyük ağırlıklarını kaldırmak gibiydi.

İlk günler acı vericiydi. Parmak titriyor, kasılıyor ama bükülmüyordu.

Elif ise her seans sonrası masaj yapıyor, buz torbasını hazırlıyor, küçük zaferleri alkışlıyordu.

Bir gün Ahmet, egzersiz sırasında parmağını milimetrik de olsa bükebildi. Gözlerinden yaşlar süzüldü.

> “Hareket ediyor,” dedi fısıltıyla.

> Elif gülümsedi, “Demek ki sadece tendon değilmiş, umut da iyileşiyormuş.”

---

Forumda Paylaşılacak Bir Deneyim

Aylar sonra Ahmet, elini tam olarak kullanabilmeye başladı. Eskisi kadar güçlü değildi belki ama elinde bir şey vardı: tecrübe.

O yüzden bir akşam, bilgisayarının başına geçti ve bir foruma yazdı:

> “Arkadaşlar, parmağımın tendonu koptuğunda her şeyin bittiğini sandım. Ama öğrendim ki, tendon dediğin şey sadece kasla kemiği bağlamıyor; insanı hayata da bağlıyor.

>

> Eğer böyle bir şey yaşarsanız, korkmayın. Ameliyat, fizik tedavi, sabır… Evet, uzun bir süreç. Ama en önemlisi, moral.

>

> Her hareket, her küçük ilerleme, yeniden doğuş gibi geliyor.

>

> O yüzden, elinizle değilse bile, yüreğinizle üretmeye devam edin.”

Bu satırları yazarken, parmaklarının arasından geçen her kelime, birer iyileşme izi gibiydi.

---

Erkek ve Kadın Bakışlarının Buluştuğu Yer

Ahmet’in hikâyesinde iki farklı yol birleşti:

- Erkek tarafı: Stratejik, planlı, “çözüm odaklı” bir mücadele.

- Kadın tarafı: Empatik, duygusal, destekleyici bir direniş.

Bu iki yol birleştiğinde, iyileşme sadece bedende değil, ilişkide de gerçekleşti. Ahmet ellerini yeniden kazandığında, Elif’le aralarındaki bağı da yeniden kazandı.

Bazen bir insanın parmağı iyileşir, bazen ise aralarındaki güven.

---

Tendonun Felsefesi: Kopan Şeyler Yeniden Tutunabilir

Tendon kopunca parmak hareket etmez, çünkü bağlantı kaybolmuştur.

Ama insan kopunca da benzer olur: hayata, sevdiklerine, umuduna bağını kaybeder.

Fakat doğru tedavi — yani sabır, sevgi, emek — ile yeniden bağlanmak mümkündür.

Ahmet’in hikâyesi, tıbbın ötesinde bir gerçeği fısıldar:

> “İnsanı insan yapan, kas gücü değil; yeniden tutunma cesaretidir.”

---

Söz Sizde Forumdaşlar

Siz hiç “kopan” bir şeyi yeniden onardınız mı?

Bir tendon, bir güven, bir umut…

İyileşme sürecinde sizi en çok zorlayan şey neydi?

Ya da en küçük hareketin bile size büyük bir zafer gibi hissettirdiği bir an?

Yorumlarda paylaşın dostlar…

Çünkü bazen bir hikâye, bir başkasının yeniden tutunmasını sağlar.

Ve belki de, hepimizin içinde kopan o görünmez tendonlar, bir kelimeyle yeniden birleşir.